Page 13 - Mühendislik Fakültesi Bülteni Mart-2025
P. 13

NobelPr ze.org. (n.d.). Retr eved March 5, 2025, from
                                                                              https://www.nobelpr ze.org/pr zes/chem stry/

    B İ Y O E N F O R M A T İ K   V E   Y A P A Y   Z E K Â

    Biyoenformatikte  ele  alınan  problemler,  genel  hesaplamalı  yöntemlerle  yıllar  içerisinde  tanımlanarak  bilişim  teknolojilerindeki  gelişimlerle
    uygulama  alanları  bulmuş  süreçlerdir.  Bu  süreçler,  karmaşıklıkları  ve  hesaplama  maliyetleri  ile  çoğunlukla  çözümünde  ciddi  sıkıntılar  ve
    başarısızlıkları yanında getirmektedir. Yapay zekâ, makinelerin insan ve zeki davranışlar gösteren farklı canlı, topluluk ve sürüleri modelleyerek
    çözülmesi zor ve karmaşık problemlere daha etkin çözümler üretmesiyle temellenmektedir. Özellikle son yıllarda etkisini artıran derin öğrenme
    modelleri, yapay dil işleme algoritmaları ve veri madenciliği yaklaşımlarıyla elde edilen verilerden doğrudan sonuca yönlenmemizi sağlayan ve
    bilgi  keşfinde  insan  etkisini  azaltan  veri  temelli  yaklaşımlar  ön  plana  çıkmaktadır.  Özellikle  makromoleküllerle  oldukça  detaylı  ilgilenen
    biyoenformatiğin, bu veri yoğun çalışma alanlarında yapay zekâ ve derin öğrenme konularından uzak kalması düşünülemez. Yapay zekâ ile
    karmaşık biyolojik verileri analiz etme ve yorumlama konusunda en başarılı çalışma alanlarından birisi biyoenformatiktir. Ayrıca sadece analiz
    uygulamalarında değil, kullanım sırasında hesaplamalı biyolojideki geleneksel paradigmaları yeniden şekillendirmesiyle genomik, proteomik ve
    ilaç keşfi gibi çeşitli alanlarda önemli sıçramaların biyoenformatik alanında gerçekleştiği değerlendirilebilir.

    Biyoenformatiğin  son  yıllarda  önemli  yapay  zekâ  uygulama  alanlarından  biri,  protein  yapı  tahmini  uygulamalarıdır.  Proteinler,  yaşamın
    evrelerinde ve her türlü biyolojik süreçte kritik görevler üstlenen önemli makromoleküllerdir. Proteinlerin gerçekleştirdiği faaliyetlerle ilgili bilgiler,
    proteinlerin  katlanması  sonucu  oluşan  üç  boyutlu  yapıları  ile  tanımlanmaktadır.  Bu  yapıların  tespitinde,  X-ışını  kristalografisi  ve  NMR
    spektroskopisi gibi geleneksel yöntemlerin yüksek maliyetler ve zaman gereksinimleri nedeniyle uygulanması oldukça zordur. Buna karşılık,
    yapay zekâ odaklı derin öğrenme teknikleri, amino asit dizilerinden doğru protein yapı modelleri üretmede dikkate değer bir başarı göstermiştir.
    Örneğin, AlphaFold2 ve RoseTTAFold gibi bilim camiasında yapay zekânın prestijini artıran modeller, bu alanda yeni ölçütler belirlemiş ve güncel
    birçok çalışmada vurgulandığı gibi protein yapılarını benzeri görülmemiş bir doğrulukla tahmin etme yeteneklerini göstermiştir (Chen ve ark.,
    2024). Bu gelişmeler ışığında, daha önce karakterize edilmemiş proteinlerin keşfinin kolaylaştığı ve adeta proteomun "karanlık maddesi"nin
    anlaşılmış olduğu ifade edilebilir (Song, 2024). İlgili modellerin geliştirilmesinin 2024 yılı Nobel Kimya Ödülü’nü kazanarak bu alanda yapay zekâ
    kaynaklı ilk ödüllerden birini aldığını da belirtmek isterim.














                                                                                M Ü H E N D İ S L İ K   B Ü L T E N İ     |       1 3
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18