Page 4 - Mühendislik Fakültesi Bülteni Mart-2025
P. 4
M Ü H E N D İ S L İ K B Ü L T E N İ
S A Y I 2 / M A R T 2 0 2 5
D E K A N D A N
58. kuruluş yıldönümümüzde, bültenimizin
ikinci sayısıyla karşınızda olmanın gurur ve
mutluluğu içerisinde olduğumuz belirterek
cümlelerime başlamak isterim.
Fakültemizin değerli personeli aynı zamanda
YÖK üyesi de olan Prof. Dr. Derviş KARABOĞA
hocamızın buluşu olan Yapay Arı Koloni
Algoritması (ABC) anıtının Fakültemiz
bahçesinde, YÖK başkanı sayın Prof. Dr. Erol
Özvar’ın katılımıyla açılmış olmasından yola
çıkarak, bu bültenimizde ana konuyu
“Mühendislikte Yapay Zeka” olarak belirledik.
1950’lerde başlayan makine öğrenimi ve yapay
zeka kavramı son dönemde baş döndüren bir
hızla büyümeye, gelişmeye ve hayatımızın her
alanında karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Korkutucu sayılabilecek bir şekilde
hayatımıza müdahil olmaya başlayan Yapay
Prof. Dr. Ahmet Alper ÖNER Zekanın gelecekte nerelere evrileceğini
DEKAN bilmek zor.
Bu konuda yapay zeka yada makine öğrenmesi konusunu ülkemize ilk anlatan kişi olan Prof. Dr. Cahit
Arf’ın bir konferansta, Makine düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir? (1959, Erzurum) “… Fakat kanaatimce
insan beyni ile makine arasındaki asıl fark, insan beyninin estetik mahiyette müessirleri alıp onlar
üzerinde işleyebilmesi ve yine estetik mahiyette olan kararlar verebilmesine, verilen bir işi yapıp
yapmamak hususunda kendisini serbest hissetmesine mukabil makinede bu vasıfların benzerlerinin yok
oluşudur. Bu vasıfları karakterize eden husus hepsinin de bir belirsizlik unsuru ihtiva etmesi, bunların
şaşmaz bir şekilde uydukları kaidelerin mevcut olmayışıdır. Belirsizlik karakterini haiz olan insan dışı
tabiat hâdiseleri mevcuttur. Bunlar atom içinde ceryan eden olaylardır. Bu itibarla nispeten küçük sayıda
atom içinde ceryan eden olaylar böyle makinelerin işleyişinde müessir hale getirilebilirse, makinelerin
estetik bakımdan da insan beynine benzetileceği ümit edilebilecektir. Böyle bir makine, mesela filân
müzik parçasını güzel bulmadığını söyleyebilecektir. Fakat bu işin uzun yıllar sonra bile belki de hiçbir
zaman yapılamayacağını zannediyorum.” demektedir.
Son dönemde yapay zekadaki gelişmeler makinanın kısmen de olsa estetik duygusu kazanabildiğini
göstermektedir. En azında Yapay Zeka, Prof. Dr. Cahit Arf’ın söylediği gibi bir müzik parçasını
beğenmediğini söyleyebilecek hale gelmiştir.
Bence de estetik ve duyguyu insandan alırsanız geriye sadece ruhsuz bir makine kalır. Belki de asıl soru
şu olmalı; insan oğlu duygusuz yada sınırlı duygulu makinelere mi dönüştürülmeye çalışıyor yoksa
estetik ve duygu katmaya çalıştığımız makineler insana mı dönüştürülüyor?
Selam ve muhabbetle…
M Ü H E N D İ S L İ K B Ü L T E N İ | 4